Bir Arının İlk 21 Günü

Bu ara yabancı kaynaklarda sıklıkla rastladığım bir şey var. Bal arılarının büyük bir hızla yok olduğunu yazıyorlar. Arı kolonilerinin %40’ını kaybedenler, 2005’ten 2013’e büyük bir kayıp yaşayanlar vs. Google’da “bees dying 2015” araması yaptığımızda karşımıza çıkan haberlerden de görebiliriz.
Bize çocukluğumuzdan beri “Arılar yok olursa tüm yaşam durur.” öğretildiği için insanın dikkatini çekiyor tabii bu tarz korkutucu haberler. Gerçekten öyle mi olur bilmiyorum ama ekosistemin büyük ölçüde zarar göreceği kesin. Yani en az küresel ısınma kadar önem taşıyor aslında bu minik yaratıklar.
National Geographic’in arıları fotoğraflaması isteği üzerine Anand Varma isimli fotoğrafçı, bu işi hakkıyla yerine getirmek amacıyla kendi evinin bahçesinde arı yetiştirmeye başlamış. Onları daha yakından tanımak ve fotoğraflamak amacıyla başlayan bu iş, daha sonra bir farkındalığı da beraberinde getirmiş. Vahşi doğaya alışkın olan bir hayvanı kutulara yerleştirerek evcilleştirmek ve zaman içinde dış tehlikelere karşı savunmasının azalmasına neden olmak. İnsanlar bunu binlerce yıldır yapıyorlar aslında.
Anand Varma’nın aşağıdaki TED konuşmasında göstermiş olduğu videoda bir arının dünyaya geliş hikayesini 60 saniyede izleyebilirsiniz. Videoda larvaların üstünde gezen minik bir mayt göreceksiniz. Maytlar arıların gelişim sürecinde onların besinlerini emerek besleniyorlar. Bazı arılar buna direnç gösterirken bazıları da hiç doğmadan ölüyorlar. Bu doğal süreci engellemek ve daha çok arı yaşatmak, daha çok bal elde etmek adına bilim adamları arıların genleriyle oynuyorlar, maytlara karşı dirençli arılar dünyaya getirmek için. Hem vahşi hem de düşledikleri gibi bir arı olmalarını istiyorlar ve tabii bu da doğaya aykırı.
Yeni çözümler üretmeden önce, önce arıların biyolojisini tam olarak anlamamız gerektiğini savunuyor Anand Varma. Yani arılara yakından bakmamız gerektiğini… Bu çalışma da tam bunu yapıyor.

,

No comments yet.

Bir YorumYazın