Günümüzde topuğuna dahi erişilemeyen büyük usta Mimar Sinan, adını asla unutturmayacak birçok esere imza atmıştır. Burada, özellikle aşkını İstanbul’a atılan bir imza gibi dile getirmiş ve bir kez daha hayranlıklara sebep olmuş iki eserinden bahsetmek istiyorum. Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’ın aşkına düçar olmuş ve onun için İstanbul’da iki tane cami inşaa etmiştir. Bir tanesi Üsküdar’da diğeri Edirnekapı’da. Buraya kadar “Ne var bunda Mimar Sinan için zor bir şey mi?” diyebilirsiniz. Zor mu bilmem ama en önemli detayı anlatayım. Senede bir gün görülebilecek bir olay ile sevdiği kadının ismini resmetmiştir adeta. Edirnekapı’daki caminin minaresinin ardından güneş kıpkızıl bir hal alıp batarken, Üsküdar’daki caminin iki minaresi arasından ay doğar. Yani güneş ve ay bir arada. Tıpkı Mihr (Güneş) Mah (Ay) gibi.
Muhteşem Yüzyıl dizisinde anlatıldı mı acaba bu?
Teşekkürler..
Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii, güzelliğinin yanında, statik açıdan incelemeye değer bir biçimde inşaat edilmiştir. Tıpkı Süleymaniye Camii’nde olduğu gibi, çekme emniyet gerilmesi sınırları zorlamıştır. Bu caminin yapımında, Sinan’ın kalbinin nasıl attığını içinde dolaşırken hayal etmek lazım..