Yaz geliyor…Tatil hayalleri kurulmaya başlandı…Ülkemizdeki görüp, beğendiğim, görmenizi tavsiye edeceğim, birkaç öneriye ne dersiniz?
KIZ KUMU
Efsanevi Kız kumu Plajı Marmaris’e 25 kilometre mesafedeki Orhaniye koyu içinde bulunmaktadır. Koyda deniz içinde bulunan ve kumlardan oluşan yaklaşık 600 metre uzunluğunda, 2 metre genişliğindeki yol üzerinde yürürken, kıyıda bulunanlar sizi deniz üzerinde yürüyormuş sanırlar. Koyun ortasına doğru uzanan yol bittiğinde, etrafta demirli bulunan yatlar ve teknelerin arasında suya dalıp, derinleşen denizde yüzmek, serinlemek yürüyüşün sonunda bir mükafat gibidir.Kız kumuna ait bir de efsane vardır. Anlatılan efsaneye göre, 3 bin yıl önce Baybassos Kenti’nin kralı, düşmanlarıyla giriştiği uzun yıllar süren savaşı kaybeder. Kenti ele geçiren düşmanlar, kral ile halkını öldürür. Krallığın güzelliğiyle meşhur prensesi, korsanlardan kaçmaya çalışır. Deniz kıyısına gelen ve yüzme bilmeyen prenses, gerçekleşen mucize sonucunda eteğine doldurduğu kumları serptikçe deniz üzerinde bir yol oluşmaya başlar.Havanın karanlık olması nedeniyle yolunu kaybeden prenses, eteğindeki kumlar bitince boğularak yaşamını yitirir.
SAKLIKENT KANYONU
Muğla ‘nın Fethiye ilçesine 50Km. uzaklıkta olan Saklıkent Kanyonu, Antalya-Muğla sınırını çizen Eşen Çayının kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşıdırabileceği Kalkerli arazide fay çatlaklarınında yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur.Uzunluğu 18 km , yüksekliği 200 m’dir. En dar yeri 2 metreye kadar düşer.Tahta köprüler üzerinde yürüyerek, ilerleyen aşamalarda kayalar üzerinde çeşitli zorlukları aşarak su kaynağının olduğu yere varılabilmektedir. Nehir suyu havanın en yüksek sıcaklıkta olduğu zaman bile, vücudun soğukluğuna zor dayanacağı bir derecede akmaktadır. Ama yine de, biz ayak bileklerimiz yükseklğinde olan suyu 2m mesafede bileklerimiz kesildi hissi ile geçerken, turistlerin başlangıçtaki derin bölgeye balıklama atlayarak yüzdüklerini gördük. Bu güzel kanyondaki gezintiyi, su içindeki tahta sallar üzerinde alabalık yiyerek noktalamak gezinin en zevkli anlarından biriydi.
KAPUTAŞ PLAJI
Antalya ‘nın Kaş ile Kalkan ilçeleri arasındaki sahil yolunun üzerinde bulunan Kaputaj Plajı şiddetli deprem ile oluşmuş kanyonun ağız bölgesinde yer alır. Kaş’a 18 km uzaklıkta olan plajın suyundaki renk tonları turkuaz ve mavinin eşsiz karışımıdır.Zaten sizi de, arabanızı yol kenarına park ettikten sonra aşağıya baktığınız zaman, 188 basamak inip, sonrasında sıcakta 188 basamak çıkmasını düşündürmeyen bu renklerin çekimidir.
GİDEROS KOYU
Gideros Koyu, Karadeniz’de yeşil ve mavinin dansıyla baş döndüren bir güzellik… Bartın-Cide arasında bulunan koy, Cide’ye 11 km uzaklıktadır. Karadeniz’in hırçınlığına kafa tutarcasına çok sakin duran koy, kestane, meşe, kayın, şimşir ve çam ağaçları ile denizi saklamıştır. Gideros’da birkaç balık lokantası ve az sayıda ev vardır. Akdeniz’in Kaputaş Plajı nasıl sizi çağırıyorsa, Karadeniz’in Gideros Koyu da aynı şekilde sizi, yolculuk esnasında durdurup, güzel sularında yüzmeye çağırır.
Çok güzel bir yazı olmuş, Hülya Hanım. İnsanın tatile gidesi geliyor. Özellikle Saklıkent Kanyonunda yürümeyi çok isterdim.
Teşekkürler Miray Hanım. Gerçekten, Saklıkent’te yazın bunaltıcı sıcağından kurtulup maceralı bir yürüyüşe katılmak çok zevkli oluyor. En kısa zamanda gerçekleştirmenizi dilerim.
Özellikle Gideros koyu gerçekten harika bir yer tam anlamıyla bir doğa harikası.
Hülya Hanım,
Bu bahsettiğiniz yer Kelebekler vadisine yakınmı ?
Kelebekler vadisine gitmedim. Ama google’ dan gördüğüm kadarıyla sahil bandında Ölüdeniz’e yakın bir yer. Saklıkent ise sahilden uzakta, Kalkan’dan Fethiye’ye giderken Kemer beldesine ( Antalya-Kemer değil ) ayrılan yol üzerindedir. Bu arada Kelebekler Vadisi de görmek istediğim yerler arasındadır.
Yanlış hatırlamıyorsam Kelebekler Vadisi’ne tekne turları gidiyor. Saklıkent’e kara yolu gidiliyor. Kanyonun girişinde buz gibi su ayaklarınızı uyuşturarak kanyonun ne çetin olduğunu daha baştan hissettiriyor. kanyona girince su seviyesi yer yer azalıp yer yer artıyor ancak ilk baştaki gibi soğuk değil. epey bir süre rahatça yürüyebiliyorsunuz. Ancak yol aldıkça ilerlemek zorlaşıyor. büyük kayaları tırmanıp aşmak gerekiyor. Epey ilerlemiştim ancak yorulup geri dönmüştüm :)
Evet, Saklıkent zorlu, maceralı bir güzergah. Biz de kayaları aşma zorlaştığında pes edip geri dönmüştük. İki kere gittim. İkincisinde tahta yürüyüş yollarını artırmışlardı. Suyla temas azalmıştı. Tabii bu başlangıç için geçerli. Sonrasında ayağınız altında kayan kayalar üzerinde yürümek, tırmanmak, gerektiğinde suya girmek, her tür zorluğu aşmak gerekiyor.
Elinize emeğinize sağlık tatile çıkmak isteyenler için çok güzel bir çalışma olmuş..