Ne yalan söyleyeyim, benim hedefim Erdal Beşikçioğlu’ndan izlemekti bu oyunu. O kadar mükemmel anlatıldı ki, o kadar ortalığı kasıp kavurdu ki, bilet bulamadığım için üzülüyordum. Açıkçası bilmiyordum Genco Erkal’ın bu oyunu ilk oynayan kişi olduğunu. Hele ki 50 yıl önce ilk defa oynadığını hiç bilmiyordum. Bir ustaya saygısızlık yapmış oldum.
30 Kasım Pazar günü CKM’de izledik 77 yaşındaki büyük ustayı. 700 kişilik salon doluydu. Bu kadar çok tiyatro izleyicisi olduğuna şaşırdım doğrusu, beklemiyordum. İlk anda müzikleriyle beni etkiledi oyun, daha sonra Genco Erkal’ın mükemmel performansıyla… 80’ine merdiven dayamış bir insan nasıl oluyor da böyle nefes ve ses kontrolü yapabiliyor? Nasıl sahnede koşturuyor… İşten gelince kendimizi koltuğa zor atan biz gençlerin hakikaten oturup bir düşünmesi lazım. Yaklaşık bir buçuk saatlik oyunun son anlarında kendinizi tamamen hikayeye kaptırmış oluyorsunuz. Normal bir anlatı gibi başlayıp deliliğe giden hikayeyi size yaşatan ve kendine hayran bırakan bir adam var sahnede… Nasıl kaptırmayacaksınız ki?
Eminim çok farklı tatları vardır ama, ben; bu oyunu ilk oynadığında benim yaşımda olan bir tiyatro üstadından, Genco Erkal’dan izlediğim için çok daha mutluyum.
Hala şansınız varken, o sahne kapısından girin ve kendinizi sanatının 50. yılındaki bir delinin muhteşem performansına bırakın derim.
Bir de farklı bir ricam var, lütfen oyun başlamadan önce salonda olmaya ekstra özen gösterin ve oyun başladıysa içeri girmeye çalışmayın. Sinema gibi değil, konsantrasyon bozulduğunda oyunu yakalamak zorlaşıyor. Hepsini geçtim, belki Genco Erkal gibi üstatların değil ama oyuncunun dikkatini dağıtabilirsiniz ve bu hiç hoş bir sonuç doğurmaz.
No comments yet.