Bir resmin arkasından gitmek… Çağımızda internet, bir konu ilginizi çektiği zaman o konuda istediğiniz kadar bilgi toplamanıza olanak sağlıyor. Ben de, ya bilmediğim bir bilgi, ya hoşuma giden bir resim, ya da mesleki bir araştırma gibi çeşitli konularda internetten faydalanıyorum. Bu sefer de masmavi kristal mağaranın resmi ilgimi çekti. Bu güzel resmin arkasından giderek , aşağıda, sizlerle paylaşacağım konuyla ilgili güzel resimlere ve çeşitli bilgilere ulaştım.
İzlanda… Atlas Okyanusunun kuzeyinde volkanik bir ada üzerinde kurulmuş ve çevresindeki birçok küçük adadan meydana gelmiş bir Avrupa devleti… Toplam yüzölçümü 103.000 km2. Özellikle dünyanın hiçbir yerine benzemeyen etkileyici yeryüzü şekilleri ve doğasıyla ünlü… Ülke volkanlarla, lav kalıntılarıyla, buzullarla, dağlarla, uçurumlarla, termal göllerle, gayzerlerle, tundrayla, nehir ve şelalelerle dolu… Hala faal durumda olan yanardağların sayıları 200’ü buluyor. Adanın bazı bölümleri, geçmişteki yanardağ püskürmeleri sonucu ortaya çıkmış lav ovalarıyla kaplı ve bu ovalarda yer yer jokul adı verilen buz kubbelerine rastlanıyor. Bunların en büyüğü Vatnajokull, 8.500 km2 yi bulan yüzölçümüyle Avrupa’nın en geniş buzulu oluyor. Adanın yanardağlarından sonra en önemli özelliği gayzerler…Bu sıcak su kaynakları ısınma ve elektrik enerjisi elde etmekte kullanılıyor
Vatnajokull Ice Cave… İzlanda’nın güneydoğusunda, Vatnajokull buzulunun altında bulunuyor. Gün ışığında olağanüstü görüntülere sahne olan bu buzul mağara, dünyanın en önemli doğal zenginlikleri arasında yer alıyor. Buzda hava bulunmaması, mavi dışında tüm ışığı emmesine sebep oluyor ve böylece bu muhteşem görüntüler ortaya çıkıyor.
Bu konuyu incelerken, ayrıca İzlanda ile ilgili birkaç ilginç detay öğrendim.
Soyadı geleneği çok değişik. Çocukların soyadı, babanın ilk adının sonuna erkek ise “son”, kız ise “dottir” kelimesi eklenerek elde ediliyor. Kadın, evlenince kocasının soyadını almıyor, kendi soyadını devam ettiriyor. Yani anne baba ve bir kız, bir erkek çocuktan oluşan bir ailede herkesin ayrı bir soyadı oluyor.
Yurtdışından ülkeye at getirilmesi yasak. Amaç İzlanda atını korumak. Yarışmalar için yurtdışına giden İzlanda atlarının ise bir daha ülkeye geri dönmesi yasak. İzlanda’nın 1000 yıldır el değmemiş yarı-vahşi atları…Bu küçük ve güçlü atlar, ilk kez 10.yüzyılda Vikinglerle gelmişler bu coğrafyaya. Ve bu yasaklar sayesinde 1000 yıldır neredeyse hiç değişmemişler. Kışın ağıllarda tutulan koyunlar, yazın otlamaları için serbest bırakılıyor. Yaz biterken, kulaklarındaki çiplerle GPRS sistemi üzerinden takip edilerek sahipleri tarafından geri toplanıyor.
“Kristal mağaraya ait resimler nerede?” derseniz… Birkaç güzel görüntüyü aşağıda görebilirsiniz.
No comments yet.