Ve birgün cep telefonu, derken arkadan internet icat oldu. Oldu da ne mi oldu? Günlük hayatımızı nasıl değiştirdi bilmem ama eskiden biz nasıl çalışıyormuşuz şantiyede unuttuk vallahi. Bu soruyu zaman zaman soruyoruz kendimize, anımsamaya çalışıyoruz, yok, bulamıyoruz.
Bir kere topoğraflar bile sahada telsiz kullanmıyor artık. Ne o öyle kesik kesik konuşmalar, herkesin birbirini dinlemesi, araya girmesi. Şirket hatlarından birbiriyle direkt, limitsiz konuşmak varken.
Şimdilerde toplantı kültürü öldü. Herşey mailler ile konuşuluyor, raporlar paylaşılıyor, onaylar alınıyor. İlgili kişileri CC’de eklendin mi, bitti gitti, “ top benden çıktı “. “ Zaten bütün gün maillerde herkes herşeyi konuşuyor, bilgileniyor “ diyerek, toplantı kültüründen uzaklaşır olduk. Bir arada konuşulacak acil bir konu mu var, ararsın cepten herkesi, toplanırsın zaten çabucak.
Biriyle sahada mı buluşacağız, nerede, tam olarak saat kaçta, bu detayları düşünmeye, planlamaya hiç gerek yok, ararsın yine cepten yolda, buluşursun o anki durumuna göre.
Internet sayesinde herkes deha, bilinmeyen hiçbir şey yok, tecrübe etmemişsen hiç sorun değil. Bir arkadaşa çekinerek sorduğun soruları artık kolayca internette bulabilirsin, google’la gitsin, seni youtube’da video bile bekliyor. Dünyanın hangi projesinde, ne zaman yapıldıysa, koca antifer bloğunu nasıl kaldırdıklarını izledin mi, işi öğrendin gitti. Artık sen de bu işin uzmanı oldun !
Ancak bu kültürün, günlük planlamamızı hayli etkilediği bir gerçek. Pat diye gelen cep telefonu aramasıyla, alınan bir mail ile, günün akışı değişebiliyor. Hele birkaç saatliğine yola çıkın, mailler nasıl da birikiyor, sizin cevabınızı bekleyen konular yığılıyor üstüste. “ Gecikmeye sebep oluyorum “ stresini yaşıyorsunuz. Adeta “ kral kimde kaldı? “ oyunu. Internetin olmadığı bir ortamı düşünemiyoruz artık.
Velhasıl, iletişim çağı başdöndürücü bir şekilde, yeni nesil sabırsız, çünkü öğrenme hızı yüksek. Bilgiye bu kadar hızlı ulaşan bir kişi, kariyer basamaklarını tırmanmak yerine, zıplamayı düşünüyor doğal olarak. Biz de “ eskiden ne yapıyormuşuz yahu “ diyerek kabuk değiştiren çalışma yöntemlerini gülümseyerek anımsıyoruz.
Hakan Bey, yazınız “ biz eskiden nasıl çalışıyormuşuz? ” sorusunu esprili açıklayan güzel bir yazı olmuş. İnternet ve cep telefonları gerçekten gerek iş hayatımıza, gerek günlük hayatımıza hız ve kolaylık getirdi. Her türlü bilgiye erişimi, yazılı iletişimi artık birkaç tuşla hemen yapıyoruz. Siz şantiyedeki biz de ofisteki hayatımızı, internetten öncesi ve sonrası diye düşünebiliriz. Ofiste önceleri neler mi yapıyorduk? Yazışmalar faks ile yapılırdı. Bazen bir türlü ulaşılamaz, bazen yazılar okunamaz, bazen karşı tarafın faksında arıza vardır, bazen sizin faksınızda. Ofiste hazırlanan paftalar, yurt dışı şantiyelerine, ozalitleri çektirilip kargo ile gönderilirdi. Diyelim ki bir hata farkettiniz, önce pafta rapido ile elle düzeltilir ( o zamanlar autocad te yoktu ). Yeniden ozalite gönderilir, sonra da kargoya verilirdi. Yani bir değişiklik en az 2 güne mal olurdu. Şimdi öyle mi? Pafta hazır ise bir mail adresi yazıp, ekte paftayı koyup “enter” a bastınız mı pafta şantiyede karşınızda… Projenizle ilgili bir isteğiniz varsa her an “ enter “ tuşuna basabiliriz. Selamlar.
Hülya hanım, çok teşekkürler, projemizle ilgili isteğime gelince, sağsalimen bir an evvel bitmesini istiyorum, bunun için enter tuşuna basacağım :))