Türkiye’nin yolsuzluk gündemi ile çalkalandığı şu günlerde, bu konuyla ilintili ve oldukça rağbet gören ve önemi her geçen gün artan bir konu üzerine, etik konusu üzerine yazmak istedim. Etik kavramı, çalıştığım departman itibari ile işin kapsamını ve detaylarını iyi bildiğimi düşünmeme rağmen, ihtiyacı olduğunu düşünülen bir aile için iyi niyetle bireysel olarak başlatılan çalışma arkadaşlarından yardım toplama işleminin bile şirketin etik kodu ile ters düşebileceğini öğrendiğim an bildiklerimin ne kadar yetersiz düzeyde olduğunu anladım. Ve bilgi seviyemi arttırmaya karar verdim.
Mesela etik ve ahlak kelimelerini cümle içinde aynı anlamda kullanırdım, meğerse bu da doğru değilmiş. Ahlak için doğruları ve yanlışları belirlemekte kullanılan normlar sürekli bir değişim içindedir, sübjektiftir. Ahlak birey içindir ve yereldir, kültürden kültüre, kişiden kişiye, coğrafyadan coğrafyaya değişebileceği gibi aynı kişi için hayatının farklı dönemlerinde farklı anlamlar taşıyabilir. Etik ise ahlakın işaret ettiği normları kullanır ancak bu normlar üzerine düşünür ve genel bir doğrunun tarifine çalışır.
Bu nedenledir ki şirketler kendi kurum kültürlerine en uygun etik kodlarını yazmalıdırlar, herhangi bir ülkede üstün başarı ile yönetilen etik konusu ve o şirketin etik kodu, başka bir ülkede ve başka bir şirkette uygun ve uyumlu olmayabilir.
Etik yönetimi, risk yönetimi, sürdürülebilirlik gibi biraz daha soyut konuların bu kadar önem kazanmasının bir sebebi de gayri mali varlıkların, şirket varlıklarındaki oranının hızla artmasıdır. Şirket varlıkları 35 sene önce %83 mali değerlerden oluşurken, günümüzde bu oran %19 seviyesine gerilemiş, marka değeri, fikri mülkiyet hakları, şirket itibarı gayri mali değerlerin toplam varlıklar içindeki oranı %80’ini aşmıştır.
Bu gayri mali değerlerin de aslında mali değerlere etkisi yadsınamaz, sermayeye, kredi ve yabancı yatırıma ulaşım konusu bunların başında gelmekle birlikte, performans, üretkenlik ve rekabet gücünün artması da bu değerlerde sayılabilir.
Bu nedenledir ki günümüzde sadece müşteriler değil, tedarikçilerden çalışanlara kadar geniş bir paydaş listesi, uzun vadeli politika ve stratejilerini nasıl oluşturdukları, günlük operasyonlarını nasıl hayata geçirdikleri ve yönettikleri ile ilgili temel etik kuralları bilmek ve bunlara uyulduğundan emin olmak istiyorlar.
Peki Etik ve Uyum programını şirket içinde uygulamaya aldığımızda başlıca işlevleri ne olmalıdır diye bakıldığında;
- Etik İhlalinin Önlenmesi
- Etik İhlalinin Belirlenmesi
- Etik İhlalinin Cezalandırılması olarak belirtilmektedir.
Bu program ile yönetilmesi amaçlanan temel riskler
- Suiistimal
- Yolsuzlukla mücadele
- Çıkar çatışmasının önlenmesi
- Insider trading
- Şirket kaynaklarının kötüye kullanılması
- Bilgi Gizliliği
- Politik ve dernek faaliyetleridir.
Kişilerden başlayarak ailelere şirketlere toplumun genelinde bu konunun önemsenmesi, duymaya ihtiyacımız olan aydınlık bir gelecek için çok önemli olacak diye düşünüyorum.
Özge Güngör
cok önemli bir konu tesekkurler mehmet ali