İşte ŞANTİYE HAYATI..

Geçengün, uzun zamandan beri görüşemediğim çok samimi bir arkadaşımla görüştüm. Eskilerden, okul yıllarından, iş hayatından ve onların evlilik yaşantısından bahsettik. Nasıl da özlemişiz birbirimizi… Arkadaşımdan biraz bahsedeyim size. Kendisi hızlı tüketim malları sektöründe Pazarlama Uzmanı olarak çalışmakta olup ,eşi ise bir inşaat firmasında Saha Mühendisi olarak çalışmaktadır. Evliliklerinin ilk aylarında canım arkadaşım bana sürekli veryansında bulunmaktadır. Veryansında bulunmasının nedeni ise, birlikte vakit geçirememeleridir. Çünkü, malum inşaat işleri hele ki şantiye ortamı herdaim yoğun olan bir çalışma alanıdır. Tabi bunu çok da kestiremeyen canım arkadaşım, evliliklerinin ilk aylarında aşağıda görülen linktte karikatürize etmiş olduğum olayı tüm can sıkıntısıyla bana anlatır.

3

Aradan aylar hatta tamı tamına bir sene geçer. Arkadaşımın yaptığı mis gibi kokan poğaçalarının yanında çayımı yudumlamaktayım. Çayımı tam yudumlarken, birden arkadaşım ” Biz Suudi Arabistan’a gidiyoruz” dedi, ki İstanbul’dan başka yerde yaşayamam diyen arkadaşımdan sözediyorum. Yudumladığım çayı püskürtmeme ramak kalmıştı. Şaşırdım doğrusu. Nasıl yani, niye ki, ne gereği var diye arkadaşımı soru bombardımanına tuttum. Kendisi ise ”Artık yaşantımızda sadece ikimiz yokuz, arada formenimiz, kalıpçımız, taze mühendislerimiz var ve biz bu dinamiği çok sevdik”. dedi. Ben eşimin çalışma yaşamını ve düzenini benimsedim. Hem Suudi Arabistan’ı merak ediyordum. Ben de yeni bir başlangıç yapacağım” dedi. Ben kendisinin yurtdışına gidecek olmasına biraz hayıflanarak, Türkiye’ye dönerken hurma almadan gelirseniz bozuşuruz” diyerek kendisiyle vedalaştım.

MİRAY TOPCU

No comments yet.

Bir YorumYazın